Sevil-3.Bölüm
Kendime yeni, yeni gelmeye başlamışken; sağ tarafımda benim gibi yatan bir dede’nin sözleri ile kafamı ona doğru çevirdim.
– İyimisin yeğenim ?
Cevap vermeyip, kafamı hayır anlamında sağa ve sola salladım.
– Trafik kazası mı?
(Yuh amınakoyayım. O kadar mı kötü lan?!)
Yok dedim. Götümden zorla çıkan sesle.
Kavga… biri ile kavga ettim.
– Kimse seni fena yapmış. Ben olsam bir daha yanına yaklaşmazdım, o adam’ın
İçimden ‘Ulan dede doğru söylüyor. Acaba “kangal köpeği” ile falan mı gitsem? Bir dahaki sefere artık.)
Diye düşüncelere dalıp giderken, odaya Esman sultan’ın girmesi ile hepsi uçup gitti. Odaya girmesi ile dumura uğraması bir oldu.
– Kuzey, hastane’den telefonun ile aradılar. Biri ile kavga etmişsin, kim? Niye?
Şş korkma sultan’ım. Alt tarafı biraz tecavüz’e uğradım. (Deyip zorlada olsa gülümsemem ile, Esma’nın da yüzünden buruk bir tebessüm oluştu.)
Olayı baştan, sona eksiksiz anlatınca; Esma’nın yüzündeki gülümseme giderek, yerine sinirli bir ifade yerleşti.
– Ahh Kuzey, yaptığın hareket, mantıklı bir hareket mi sence?
Esma sen beni dinlemedin mi? Evli bir kadın’a yavşayacak kadar şerefsiz miyim ben!? (He vallaha öyleyim. Ama arkadaş şeysinde… tamam lan tamam. Basbaya dokunmak hoşuma gitti Sevil’e.)
– Kuzey; Ters tarafından kalktın herhalde bugün? Ben sana öyle bir şey itham etmedim. Öyle biri olmadığını da biliyorum. (Ben de öyle sanıyordum.)
Tamam tamam, kusura bakma. Götveren kürek gibi elleriyle vurunca, gözlerim karardı. Karşı koyamamak da canımı sıktı. Ama ben biliyorum o oros…
– Kuzey! Uzatma. Tamam kavga etmişsin ama, adam da durduk yerde saldırmamış sana.
Ne demek uzatma Esma! Ne kavgasından bahsediyorsun sen! Yanımdaki dede trafik kazası sandı, yüzüme bakınca. Sen de o orospu çocuğunu savunacaksan eğer; Yanımda bulunmanı istemiyorum!
O amınakoduğumun oğluna bunu sike sike ödeteceğim! Karısına yavşamak ne imiş görsün götlek. Bakalım karısını elinden alınca…
– Yeter artık, Kuzey! İyice sapıttın sen. İleride pişman olacağın şeyler söylüyorsun. Canın yanar, yapma.
Ne yapayım Esma? Hiçbir şey olmamış gibi konuşacak mıyım? Nedir yani ne yapmamı bekliyorsun!
– Sen şuan sinirlisin, rahatlayınca yeniden konuşuruz. (Deyip ayağa kalmaya çalışırken; serum bağlı olan elim ile sıkıca tuttum.)
Kime afra, tafra yapıyorsun? Hiçbir yere gitmiyorsun! Bana ne yapacağımı söylemeden; bir adım atamazsın! (Bak sen anadolu çomarına.)
– Kuzey… canımı yakıyorsun, bırak kolumu! (Elim ile kolunu tutmayı bırakmayınca; anlık seri hareketle elimden kurtuldu.)
Esmaaaa diye götüm’ü yırtarcasına bağırırken, (Yandaki dede’nin kalbi, götünden atıyor bu arada.) Esma ağlayarak odadan çıktı.
Esma çıktıktan hemen sonra, bir hemşire gelerek; serum’a sakinleştirici enjekte etti.
(Uyandığımda zaten, ağrıdan patlayan beynim; daha da ağrıyarak katlanılmaz bir acıya yol açıyordu.)
Yanımda bulunan, hemşire çağırma butonuna basarak; hemşireyi beklemeye başladım.
2-3 dakika sonra, odaya bir “afet-i devran”(Havalı bir kelimeye benziyor(!) Kullanayım dedim.)
– Merhabâlar, Kuzey bey. Bir şikayetiniz mi var?
(Vardı, seni görünce geçti. Demedim tabi ki ne geçicek; hala ağrıyor pezevenk.)
Başım… başım patlıyor.
– Kuzey bey, maalesef sakinleştirici’nin etkisi geçmeden ağrı kesici yapamıyoruz.
Sakinleştiriciyi basarken iyi, iş ağrı kesiciye gelince mi sorun oluyor. Sikerim böyle hastaneyi!
Dedem ile birlikte, serumu çıkartarak ayağa kalktım. Tabi kalkmam ile birlikte sendeleyip geri oturmam bir oldu. (Ulan İhsan, elini kesip götüne sokacağım senin puşt.)
– Şimdilik hastane’den çıkamazsınız. Doktor hanım sizi görüp, taburcu onayı (raporu) vermesi gerekiyor.
Ne kadar süre beklemem gerekiyor, bu hapishanede?!
Hemşire tam cevap verecek iken, doktor’un cevabı ile susup, odadan çıktı.
– Bu şekilde davranırsanız; daha çok kalırsınız bu “hapishanede”.
Kim tutacak beni? Siz mi?
– Kimsenin tutmasına gerek yok. İsterseniz deneyelim. Yataktan kalkıp kapıya doğru yürümeyi başarırsanız, taburcu olabilirsiniz.
(Daha ayakta duramıyorum ben amınakoyayım, kadın kapıya yürü diyor, hatta koşayım istersen?!)
(Gerçi suç bende. Ne bok yemeye çıkmaya cesaret ederim acaba?)
Tamam deneyelim. (Heyt be, anadolu çomarına bak sen. Hadi oğlum rocky yaparsın sen.)
(Oturur şekilde yatakta dururken, kalkarak yürümeye başladım. Çok değil 4-5 adım sonra, yatağa kendimi zor attım.
Tamam, sen kazandın. Ne yapacaksan yap artık.
– Öncelikle; ben bir doktor’um. Amacım hastayı; yani sizi tedavi edip, hayatınıza kaldığınız yerden devam etmenizi sağlamak.
Tamam. Hayatıma geri döndür de kaldığım yerden devam edeyim. (İhsan bekli beni; Sülaleni sikmeye geliyorum.)
Songül yanıma gelip; serum’u kontrol ederken, odaya giren kişiyi görmem ile kalbimin yerinden çıkıp, götümün 3.5 atmasına engel olamadım.
Kapıda gördüğüm kişi: Bana tecavüz edip, sikip dağıtan İhsan’dan başkası değildi. (Oğlum ben senin sülaleni sikeceğim, sen benimkini değil ulan!)
Bölümü burada bitireyim arkadaşlar. Bakalım İhsan Kuzey’e nasıl bir tecav… konuşma yapacak.